GEÇMİŞ GELECEĞİN AYNASIDIR
- Av. Çiler Nazife Koşar
- 7 Nis 2022
- 3 dakikada okunur

Kadına karşı her türlü şiddetin arttığı şu son dönemlerde, bu konuda oldukça sık konuşmakta olup, ülkece kadınlarımıza yapılan şiddetin son bulmasına dair farklı çözümler de arar olduk.
Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla evlenecek çiftlerin birbirlerinin şiddet sabıkalarını önceden görebilmeleri için yasa önerisi vermiştir. Bu teklife göre sabıka bilgileri, bir veritabanında tutulacak ve sadece çiftlerin kullanımına açık olacaktır.
Kanımızca da bu yasa teklifinin gerek kadına karşı şiddetin önlenmesi bakımından gerekse de kişinin evlenecek olduğu partnerinin adli geçmişini bilmesi bakımından, evlenecek çiftler için oldukça faydalı olacağı düşünülmektedir.
Zira, hayatının geri kalanını eşiyle aynı çatı altında geçirmeyi düşünen kişilerin fiziksel ve psikolojik sağlığı açısından, eşinin sabıka bilgilerini önceden bilmesi yerinde bir düzenleme olacaktır.
Nasıl, evlilik işlemleri için çiftlerden bulaşıcı hastalığı olup olmadığına ilişkin kan testi ve başkaca rahatsızlıkların tespiti bakımından da ciğer filmi isteniyor ise;aynı şekilde kişinin şiddete meyilli olup olmadığının bir nebze de olsun bilinebilmesi amacıyla sabıka bilgilerinin de erişilebilir olması gerekmektedir. Keza geçmişimiz, geleceğimizin aynasıdır.
Önemle belirtmek gerekir ki bu kesinlikle kişinin ifşa edilmesi ve/veya kişinin özel hayatının gizliliğinin ihlali olarak yorumlanmamalıdır. Elbette insanlar hata yapabilir ve sonrasında yaptıklarından pişman olup ders çıkarabilir. Biz de bu kişilerin topluma kazandırılması taraftarı olduğumuzu öncelikle belirtmek isteriz.
Ancak, bu husus yine de kişinin böylesine önemli bir bilgiyi, evlenecek olduğu kişiden saklamasını gerektirmez.
Yukarıda ifade etmiş olduğumuz üzerehali hazırda evlilik işlemleri için çiftlerden bulaşıcı hastalığı olup olmadığına ilişkin kan testi istenmektedir. Yapılan bu testler sonucunda çiftlerden herhangi birinde bulaşıcı hastalık tespit edilirse, bu husus, resmi makamlarca bu kişinin evlenmesine izin verilmeyeceği olarak yorumlanmamalıdır. Zira, evlenmek isteyen çiftlere bulaşıcı hastalığının olup olmadığına ilişkin kan testi yapılmasının amacı, çiftlerden her birine bu konuda bilgi vermek içindir. Yani böylelikle kişinin, evlenecek olduğu kişinin bulaşıcı hastalığı olduğunun/olmadığının bilmesi ve bilerek evlenmesi sağlanmaktadır.
Çiftlerden biri, evlenecek olduğu kişinin böyle bir hastalığı olduğunu bildiği halde yine de evlenmek istiyorsa, kanunlarımızda bunu engelleyecek hiçbir hüküm yoktur.
Her nasılsa günümüzde, evlenecek olan çiftlerden bulaşıcı hastalığı olup olmadığına ilişkin kan testi ve ciğer filmi istenmesi, kişinin ifşa edilmesi veya kişinin özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmesi olarak yorumlanmıyor ise, çiftlerin birbirlerinin şiddet sabıkalarını önceden görebilmeleri de bu şekilde yorumlanmamalıdır.
Bu sebeple bu tasarının oldukça yerinde ve hatta geç kalınmış bir düzenleme olduğunu düşündüğümüzü söylemek isteriz. Kadına karşı şiddetin günden güne arttığı şu dönemde tasarının bir an önce yasalaşması ve derhal uygulamaya konulması gerekmektedir.
Yasa teklifinde, “aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla, evlilik için resmi başvuruda bulunan kişilerin erişimine açık olarak bir veri tabanı oluşturulacağı, bu veri tabanında, çocuğa veya kadına karşı ya da ev içi şiddete ilişkin olan adli sicil kayıtlarında yer alan bilgilerin, şiddet uygulayanlar hakkında hakimin, kolluk görevlilerinin veya mülki amirler tarafından, istem üzerine veya resen verilmiş tedbir kararlarının, devam eden soruşturmalar ile Bakanlık, yargı, kolluk ve/veya şiddet destek hatlarına yapılan şikayetlerin yer alacağı” düzenlemesi bulunmaktadır.
Evlenecek olan çiftlerden birinin, diğer çiftin bu bilgilerine erişebilmesi akabinde, çiftlerin birbirlerinin adli sicil bilgilerini bilerek evlenmesinin veya evlenmekten vazgeçmesinin, aile içi şiddeti büyük ölçüde engelleyeceğini düşünmekteyiz.
Yapılan araştırmalarda, OECD ülkeleri arasında ömürlerinde en az bir kez eşinden fiziksel veya duygusal şiddet gören kadın oranında Türkiye'nin yüzde 38 ile ilk sırada yer aldığı tespit edilmiştir. Bu oran belki de, kişilerin birbirlerini tanımadan, birbirlerinin geçmişini bilmeden evlenmeleri sebebiyle diğer ülkelere nazaran fazla çıkmaktadır.
Ülkemizde evlilik için başvuran çiftlerin birbirlerinin şiddet geçmişini bilmeleri şüphesiz ki sağlıklı aile yapılarının oluşmasına da hizmet edecektir.
Günümüzde iş başvurularında dahi sabıka kaydı istenmektedir. Zira, işveren işletmesine alacağı, çalıştıracağı belki de iş yerini emanet edeceği kişinin haklı olarak adli geçmişi ile ilgili bilgi sahibi olmak istemektedir.
Hal böyleyken, hayatının geri kalanını aynı çatı altında geçirecek olan çiftler bakımından, çiftlerden birine diğer çiftin adli geçmişine ilişkin bilgi vermek amacıyla, evlilik işlemlerinde sabıka kaydının istenmemesi çok büyük bir eksikliktir.
Bu sebeple tasarı, bir an önce yasalaşmalı ve derhal uygulamaya konulmalıdır.
Av. Çiler Nazife KOŞAR
Comments