İZMİR DEPREMİNDEKİ CAN KAYIPLARININ SORUMLUSU KİM?
- Av. Çiler Nazife Koşar
- 7 Nis 2022
- 3 dakikada okunur

30/10/2020 tarihinde saat: 14.51 ‘de ‘Sisam Adası’ açıklarında meydana gelen depremde, İzmir’in Bayraklı ilçesindeki 9 bina tamamen yıkılmış ve maalesef ki 114 vatandaşımız da hayatını kaybetmiştir.
Her ne kadar Kandilli Rasathanesi tarafından bu depremin şiddetinin 6.6 olduğu iddia edilmekte ise de, uzmanlar bu depremin kesinlikle 6.6 şiddetinde olmadığını, depremin şiddetinin “7.0” olarak ölçüldüğünü belirtmişlerdir.
Bölgede, arama ve kurtarma çalışmaları tamamlandıktan hemen sonra, hasarların tespiti aşamasına geçilmiştir. Buna göre İzmir’de; 180 adet ağır hasarlı ve yıkılan bina, 190 adet orta hasarlı bina, 1267 adet az hasarlı binanın olduğu ve 114 can kaybının yaşandığı tespit edilmiş bulunmaktadır.
Yıkılan bu binaların ve yitirilen canların sorumlusu kim ya da kimlerdir?
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yıkılan bu binalarla ilgili soruşturma başlatılmış olup, binanın yapımından sorumlu olduğu belirtilen 9 kişi gözaltına alınmıştır.
Peki, bu sorumlular kimlerdir?
🡺 Binayı, mevzuata uygun yapmayan MÜTEAHHİT, yıkılan ve/veya hasar gören binadan sorumludur.
Bina ve yapı sahibinin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Yani, bir zarar doğmuşsa burada bina ve yapı sahibinin kusurlu olup olmadığı araştırılmaz.
Ancak aynı zamanda yapı sahibi olan müteahhitler, binanın yapım zamanındaki mevzuata uygun olarak binalarını inşa ettirmemişlerse ve/veya kaliteli malzeme kullanmamışlarsa, örneğin sıklıkla duyduğumuz şekilde betona deniz kumu karıştırmışlarsa, bu durumda munzam kusur vardır. Munzam kusur, kusursuz sorumluluk halinde ayrıca kusurun da bulunması durumunda söz konusu olur.
Bu hallerde, yapı sahibi olan müteahhitlerin, deprem gibi illiyet bağını kesen sebepleri ileri sürerek sorumluluktan kurtulması mümkün değildir.
🡺 Binanın mevzuata uygun yapılıp yapılmadığını denetlemekle görevli FENNİ MESUL, yıkılan ve/veya hasar gören binadan sorumludur.
Fenni mesul, yapıyı denetlemekle görevli inşaat mühendisi olup, sorumluluğunu üstlendiği bu yapıyı kamu adına denetler.
Fenni mesul, sorumluluğunu üstlendiği yapının kanuna, plana, yönetmeliklere, ilgili diğer mevzuat hükümlerine, fen, sanat, sağlık kurallarına, ruhsat eki projelerine, Türk Standartları Enstitüsü standartlarına, teknik şartnamelere uygun yapılıp yapılmadığını denetlemekle yükümlüdür.
Fenni mesul yapıyı denetlediği tarihte; yapının projesine uygun olup olmadığını, mevzuata uygun yapılıp yapılmadığını denetler ve yapının denetlendiğine ve bir aykırılığın bulunmadığına ilişkin imzasını atar.
Ancak, yıkılan binalardan alınan örneklerin incelenmesinde, fenni mesulün üstlendiği denetim görevini gereği gibi yapmadığı tespit edilirse, yıkılan ve/veya hasar gören binalardan sorumlu tutulacağını söyleyebiliriz.
Yani, yapıyı her yönüyle denetlemekle görevli olan inşaat mühendisi; deprem yönetmeliğine uygun olmadığı halde yapıya onay vermişse, bina çürük olmasına rağmen rapora imzasını atmışsa ya da binanın kolonunun kesildiğini fark etmesine rağmen bu duruma göz yummuşsa, yıkılan ve/veya hasar gören binalardan doğrudan sorumlu tutulmaktadır.
Fenni mesullerin sorumluluğu İmar Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. Fenni mesuliyetle ilgili kanundaki, “yapının fenni mesuliyetini üzerine alan meslek mensupları yapıyı ruhsatı ve eklerine uygun olarak yaptırmaya, aksi halde durumu ilgili belediye ya da valiliğe bildirmeye mecburdur.” hükmüne ilişkin olarak, fenni mesullerin sorumlu tutulduğu, ancak bu sorumluluğun sadece kusur sorumluluğu olduğu, kusursuz sorumluluğun ise söz konusu olmadığını söyleyebiliriz.
🡺 Binanın taşıyıcı elemanlarına zarar veren (binanın kolonunu kesen) HERKES, yıkılan ve/veya hasar gören binadan sorumludur.
Kolonu kesilmiş olan binalar yıkılmaya mahkumdur. Zira, binanın kolonunu kesmek binada ciddi deformasyona sebep olur.
Ülkemizde, özellikle altında dükkan bulunan binalarda, dükkanın genişletilmesi veya daha kullanışlı hale getirilmesi amacıyla kolon kesme problemiyle sıklıkla karşılaşılmaktadır.
Kolon kesmenin cinayetten farkı yoktur! Ancak maalesef ki, kanunlarımızda salt kolon kesmenin ciddi bir cezası bulunmamaktadır.
Salt kolon kesme, bizzat ölüme ve/veya yaralanmaya sebep olmamış olsa bile, kolonların kesilmesinden sonra deprem ve doğal afetin meydana gelmesi halinde, ölümler gerçekleşmekte ve böylelikle kolonları kesen failler, bu hareketleri sebebiyle, birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermiş olmaktadır.
Kolonların kesilmesi ile, olası bir afet durumunda binanın yıkılabileceği kolaylıkla öngörülebileceğinden, buradaki ölümün de netice bakımından öngörülen bir netice olduğunu söyleyebiliriz.
Dolayısıyla binanın kolonunu kesen, taşıyıcı elemanlarına zarar veren kişiler, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme” suçundan sorumlu olur.
Hemen her zaman söylendiği gibi, “Deprem değil, bina öldürür.” Bu bakımdan vatandaşlarımızın binalarıyla ilgili kolonlarının kesildiği veya duvarlarının çeşitli amaçlarla yıkıldığı şeklinde herhangi bir şüpheleri varsa, vakit kaybetmeksizin bu şüphelerinin üstüne giderek bunu yapanların idari ve cezai bakımdan cezalandırılmalarını sağlaması gerekir.
Binalar yıkılmadan, canlar yitirilmeden buna sebep olanlar/olacaklar cezasını çekmelidir!
Av. Çiler Nazife Koşar
Kommentare