top of page
Ara

SAHTE İÇKİ ÖLÜMLERİNDE “KAST” MI VAR?

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Çiler Nazife Koşar
    Av. Çiler Nazife Koşar
  • 7 Nis 2022
  • 3 dakikada okunur

Son birkaç haftadır İzmir başta olmak üzere birçok ilimizde, sahte alkol/sahte içki satışına bağlı olarak alkol zehirlenmeleri sonucunda ölümler yaşanmaktadır.


Yaşanan bu ölümler sebebiyle, çok sayıda üretici, büfeci, baharatçı ve depocu gözaltına alınarak derhal yargılamalarına başlanmıştır. Bu yargılamalarda faillerin bilinçli taksir ile mi, yoksa olası kastla mı sorumlu tutulacağı tartışma konusu olmuştur.


Bu tartışmaya dahil olmadan önce, öncelikle olası kastı ve bilinçli taksiri tanımlayarak aralarındaki farkı belirtmek isteriz.


OLASI KAST


Olası kast, kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, adeta umursamadan, neticenin gerçekleşmesini göze alarak, “olursa olsun” şeklinde düşünerek fiili işlemesidir.


Yani, failin suç unsurlarının gerçekleşebileceğini muhtemel görmesi ve ciddiye almasına karşın yine de fiilin işlenmesine razı olmasıdır. Olası kastta fail, neticenin meydana gelmesini öngörerek kabullenmektedir.


BİLİNÇLİ TAKSİR


Neticenin fail tarafından öngörülmüş olmasına rağmen istenmemiş olması durumunda ‘bilinçli taksir’ söz konusudur. Bilinçli taksirde fail, neticeyi öngörmesine rağmen neticenin oluşmayacağına güvenerek fiilini işler.


Bilinçli taksirde de fail, aynı olası kastta ki gibi neticenin meydana gelmesini öngörür ancak o neticenin meydana gelmesini istemez, kabullenmez.


Görüldüğü üzere fail, olası kastta ‘olursa olsun’ mantığıyla hareket ederken; bilinçli taksirde ‘bir şey olmaz’ diye düşünmektedir.


Örneklendirmemiz gerekirse; alkollü araç kullanan kişi, alkollü araç kullandığı için doğabilecek tehlikelerden haberdardır. Yani neticeyi öngörür ancak bu durumun gerçekleşmesini istemez. Kişi, gidip de bile bile kaldırımdaki bir adama vurmaz ama vurabileceğini de öngörür, bu da bilinçli taksir sonucunu doğurur.


Olası kastta ise, kalabalık bir caddede kaçan birini silahla ateş ederek öldürmek isteyen bir suikastçi olduğunu düşünelim. Aslında burada fail kaçan kişiyi vurma saikiyle ateş etmektedir ancak kalabalık bir caddede bulunması nedeniyle silahından çıkan mermiler caddedeki insanlara da isabet eder ve onların da ölümüne sebebiyet verir. Burada, caddedeki diğer insanların ölmesini fail umursamaz. Böyle bir neticeyi öngörür ama bilinçli taksirden farklı olarak, bu durumun gerçekleşmesi umurunda değildir.


Görüldüğü üzere olası kast ve bilinçli taksir, birbirine son derece yakın kavramlardır. Ancak, bu iki manevi unsur arasında TCK ‘da suçun neticesi bakımından 10-15 yıllık bir süre farkı meydana gelmektedir. Bu da verilecek yanlış bir kararın ne derece vahim sonuçlara yol açacağını gösterir. Bu sebeple konunun titizlikle ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz!


SAHTE İÇKİ SATANLAR OLASI KASTLA ÖLDÜRMEKTEN Mİ YARGILANACAK?


Sahte içki nedeniyle ölümler, metanol (metil alkol) zehirlenmesi sebebiyle gerçekleşmektedir.

Basında yer alan haberlere göre, kimi mağdurlar/maktuller bandrolsüz alkol alarak içkisini kendisi imal etmiş, kimisi de yapılmış sahte içki satın almıştır.


Burada, alkolü üreten üreticinin, imal eden imalatçının ve alkol satışını gerçekleştiren büfecinin veya baharatçının hukuki sorumluluklarının farklı olduğunu düşünmekteyiz.


Kanımızca, sahte içkiyi üreterek piyasaya süren kişilerin olası kastla adam öldürme suçundan ceza alabilecekleri düşünülmektedir. Zira, sahte içkiyi üreterek piyasaya süren kişiler, alkolü satın alacak kişilerin zarara uğrayacağını ve/veya ölebileceğini öngörerek yine de sahte alkolü satışa sunmaktadır. Yani piyasaya sürdükleri metil alkolün zehirli ve öldürücü olduğunu bilmektedir, buna rağmen ‘olursa olsun’ düşüncesiyle para kazanmak için satışını yapmaktadır.


Bu bakımdan alkolü üreterek piyasaya süren üreticiler ve imal eden imalatçılar, ürettikleri sahte içkide etil alkol değil metil alkol olduğunu bile bile ve buna rağmen satışa sunarak neticenin meydana gelmesini kabullendiği için 'olası kastla öldürmek' suçundan yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.


Ancak; daha önceden de farklı zamanlarda aynı üreticiden sahte alkol alan ve tüketiciye satan ve şimdiye kadar hiçbir sorunla karşılaşmayan büfecinin ve/veya baharatçının, olası kast ile sorumlu olmadığını düşündüğümüzü açıkça belirtmek isteriz.


Zira, sadece bu zincirin satış kısmında yer alan, sahte alkolün/içkinin üretiminde yer almayan ve etil alkol yerine metil alkol sattığını bilmeyen büfeci ve/veya baharatçının, meydana gelebilecek olan zararı öngörerek ‘olursa olsun’ mantığıyla hareket ettiğini ve rıza gösterdiğini düşünmemekteyiz.


Bu bakımdan her ne kadar büfeci ve/veya baharatçının dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı konusunda şüphe bulunmasa da, zehirli olmayan etil alkol sattığını düşündüğünden, meydana gelebilecek “öldürme” suçunu öngördüğünü düşünmediği kanısındayız.


Kaldı ki, büfeci ve/veya baharatçının, sahte alkol satarak bu neticeyi öngördüğünü kabul etsek dahi, etil alkol yerine metil alkol sattığını bilmediğinden “öldürme” neticesinin meydana gelmesine rıza göstermediğini ve neticeyi kabullenmediğini de belirtmek isteriz.


Bu sebeple, alkolü üreterek piyasaya süren üreticiler ve imal eden imalatçılar, metil alkolün zehirli olduğunu ve öldürücü nitelikte olduğunu bile bile satışa sunarak, neticenin meydana gelmesine rıza gösterdiği için ve ‘olursa olsun’ mantığıyla hareket ettiğinden “olası kast ile öldürme” suçundan sorumlu tutulabilecek iken; meydana gelebilecek bu neticeyi öngörmeyen ancak öngörse dahi neticenin meydana gelmesine rıza göstermeyen ‘bir şey olmaz’ mantığıyla hareket eden, bu zincirin sadece satış kısmında yer alan büfeci ve/veya baharatçının olası kast ile değil, “bilinçli taksirle öldürme” suçundan sorumlu tutulabileceğini düşündüğümüzü belirtmek isteriz.


Av. Çiler Nazife KOŞAR


Comments


©2023, CNK HUKUK

bottom of page